LAİK EĞİTİM VE EMEĞE SAYGI YÜRÜYÜŞÜMÜZ

Yürüyüşte Birinci Gün

–

Eğitim-İş’in unutturulmak istenen 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu tekrar hatırlatmak, Türkiye’deki emek sömürüsünü teşhir etmek ve eğitimde yaşanan erozyona dikkat çekmek amacıyla başlattığı yürüyüşün birinci günü tamamlandı.

Özelleştirmelere karşı çıkmak ve sınıf dayanışmasının önemli bir örneğini ortaya koymak amacıyla Yatağan’dan başlayan yürüyüş önce Aydın, Torbalı ve İzmir’de gerçekleştirilen basın açıklamalarıyla tamamlandı.

Aydın’da karşılaşılan polis barikatı, Eğitim-İş Aydın örgütünün yoğun çalışması, demokrasi güçlerinin saflarımıza katılımı ve Aydın halkının büyük desteğiyle yarıldı ve geniş katılımlı bir basın açıklamasıyla gerçekleştirildi. Siyasal iktidarın yolsuzluklara batmış yüzü teşhir edilirken emek sömürüsüne yönelik gerçekler dile getirildi. AKP iktidarıyla birlikte eğitim sisteminde yaşanan sorunlar anlatıldı ve eğitim emekçilerinin yaşamış olduğu zorluklar ifade edildi.

Torbalı’da çevre ilçelerden de gelen örgüt emekçileriyle birlikte gerçekleştirilen basın açıklamasında da yürüyüşün amaçları dile getirildi.

İzmir’de AKP faşizminin yüzü bir kez daha ortaya çıktı. Meşru hakkını demokratik yollardan kullanmak isteyen örgütümüze yönelik yine devletin kolluk güçleri gerçekleri gizlemek için tedbirlerini almıştı. Saatlerce polis barikatının kalkması için direnen kortejimize bir müddet sonra polis izin vermek zorunda kaldı.

Yapılan basın açıklamasında yürüyüşün temel gerekçeleri açıklanırken, siyasal iktidarın baskıcı yöntemleri de kınandı.

Eğitim-İş, “Laik Eğitim ve Emeğe Saygı Yürüyüşü” boyunca demokratik kitle örgütlerinin ve yurtsever siyasi örgütlerin desteğiyle karşılaştı.

–

Manisa’da halkla kucaklaştık

–

17 Aralık’ta Muğla’nın Yatağan ilçesinde başlattığımız “Laik Eğitim ve Emeğe Saygı” yürüyüşümüzün ikinci gününde Manisa’ya ulaştık.

Manisa Valiliği önünde toplanan yürüyüş kolu ellerinde pankart ve dövizlerle sloganlar eşliğinde Manolya Meydanına kadar yürüdü. Burada bir açıklama yapan Genel Başkanımız Veli Demir konuşmasına Pakistan’da Taliban militanları tarafından katledilen 141 öğrenci için başsağlığı dileyerek başladı. Demir, “Bizim yürüyüşe başlama nedenlerimizden ilki olan laik eğitimdi. Laik eğitim veren bir okula karma eğitim veren bir okula Taliban üyeleri saldırdı. 150’ye yakın çocuk katledilmiş 150’ye yakın insan da yaralamıştır. Buradan bu terör eylemini yapan örgütleri kınıyoruz. Hayatını kaybedenlere de Allah’tan rahmet diliyorum” dedi.
Demir, Muğla’nın Yatağan ilçesinden başlatılan yürüyüş tarihinin 17 Aralık olarak seçilmesini şöyle açıkladı:
“17 Aralık’ın unutulmaması ve unutturulması için bir bilinç haline getirilmesi için yürüyüş tarihimizi 17 Aralık olarak seçtik. Manisa’dan Manisa Meydanından bir kez daha sesleniyorum siyasal iktidara. Eğer siz doğrudan yanaysanız, siz dürüstlükten yanaysanız, geliniz 17-25 Aralık tarihleri arasındaki haftayı yolsuzluk ve rüşvetle mücadele haftası ilan edelim.”
Manolya Meydanı’nda yapılan açıklamanın ardından yürüyüş kolu Akhisar’a doğru harekete geçti.

Akhisar’da üyelerimizin, sivil toplum örgütlerinin, siyasi partilerin katılımı ile gerçekleştirilen basın açıklamasının ardından 301 maden işçisinin hayatını kaybettiği Soma’ya geçildi. Madenci şehitliği ziyaret edilerek, şehit mezarlarına karanfiller bırakıldı.

–

Yürüyüşte İkinci Gün: Sınıf Bilinci Diriliyor

–

Eğitim-İş olarak düzenlediğimiz Laik Eğitim ve Emeğe Saygı yürüyüşünün ikinci günü Manisa-Akhisar-Soma-Balıkesir hattında gerçekleştirildi.

Günün ilk durağı Manisa kent meydanı oldu. Manisa Eğitim-İş örgütünün, demokratik kitle örgütlerinin ve siyasi partilerin desteklediği eylemde demokrasi maskesi takmış AKP faşizminin gerçek yüzü teşhir edildi: Emek sömürüsünün siyasal iktidarın politikalarıyla arttığı, taşeronlaştırmanın yoğunlaştığı, iş güvenliğinin ve güvencesinin ortadan kalktığı ifade edildi. Manisa halkının da yoğun ilgiyle takip ettiği yürüyüş ve basın açıklaması emek sömürüsüne karşı duruşumuzu öne çıkartan sloganlarla son buldu.

Akhisar’da gerçekleştirilen basın açıklamasında da Eğitim politikalarının gerici yüzü ve işçi sömürüsünün dayandığı son nokta öne çıkartıldı. İşçilerin sömürüsünden beslenen sermaye sınıfı ve onun partisinin yarattığı erozyonun geldiği son noktanın iş cinayetleri olduğu belirtildi. Eğitim sistemini kendisine oy ve seçmen devşirecek biçimde düzenleyen iktidarın yoksul halk çocuklarının iyi koşullarda eğitim görmesi için hiç bir çalışmasının olmadığı vurgulandı. Eğitime ayrılan bütçenin rakamsal bazı oyunlarla arttığının vurgulanmasının tersine eğitim yatırımlarının düştüğü belirtildi.

Eğitim emekçileri olarak sınıf dayanışmasını ortaya koyduğumuz yürüyüşümüz, iş cinayetlerinde yaşananları kamuoyuna tekrar hatırlatmak amacıyla Soma’da devam etti. 13 Mayıs 2014 tarihinde Soma’da, resmi verilerle 301 madencimiz yaşamını yitirmişti. Eğitim-İş yürüyüş korteji Soma Maden Şehitliği’ni ziyaret ederek yaşanan katliamın boyutlarını tekrar kamuoyuna hatırlattı ve şehit işçilerin mezarlarına karanfil bıraktı. Soma’da yapılan basın açıklamasında da sınıf dayanışmasının önemine tekrar vurgu yapıldı. AKP’nin yarattığı sömürünün gerçek yüzünü ortaya koyan açıklamada maden işçilerinin ölümünü “işin fıtratına” bağlayan anlayış lanetlendi. Siyasal iktidarın, sermaye sınıfının kazançlarını parlatan politikaları ifşa edildi. Yoksul halkın sömürüsü üzerinden lüks yaşantılar gerçekleştiren iktidar ve yandaşlık ilişkilerinin aldatıcı söylemleri teşhir edildi. Soma ve Ermenek’te yaşanan katliamların bir kader değil emekçilerin canına kastedin bir politik tercih olduğu belirtildi.

İkinci günde yürüyüş kolunun son durağı Balıkesir’di. Kuvay-ı Milliye kenti olan Balıkesir halkıyla yürüyüş kortejinin buluşması gerçek bir şölen havasında gerçekleşti. Eğitim-İş Balıkesir örgütünün yoğun çalışması ve demokratik kitle örgütleriyle siyasi partilerin desteğiyle uzun bir kortej halinde gerçekleşen yürüyüş ve basın açıklaması ilgiyle takip edildi. Yürüyüş sırasında ses aracımız AKP’nin polisleri tarafından defalarca taciz edildi. 17 Aralık yolsuzluğunun üzerindeki sansüre rağmen asla unutturulamayacağı ifade edilen açıklamada, hiç bir hükümetin, bu derece rüşvet ve yolsuzluk içindeki bir politikanın içinde bulunmadığına dikkat çekildi. İş cinayetlerinin yaratılan güvencesiz ortamın bir sonucu olduğu, yer altı kaynaklarının taşeronlaştırılarak hem sömürülmesine zemin hazırlandığı ve hem de emekçilerin katledilmesine kapı araladığı ifade edildi. Eğitim-İş Genel Başkanı Veli Demir yaptığı açıklamada, yaşananların mutlaka hesabının sorulması gerektiğini ve sendika olarak bu süreçlerin takipçisi olacaklarını, belirtti. Geniş katılımın sağlandığı Balıkesir’deki açıklamada;

–

Yaşasın Sınıf Dayanışması

Susma Haykır, AKP’ye Hayır

Yaşasın İş-Ekmek-Özgürlük Mücadelemiz

Cumhuriyet Değil, AKP Yıkılacak, sloganları atıldı….

–

Laik Eğitim ve Emeğe Saygı Yürüyüşü Bursa’da

–

17 Aralık’ta Yatağan’dan başlattığımız “Laik Eğitim ve Emeğe Saygı Yürüyüşü” bugün Bursa ile devam etti.

Balıkesir’den Bursa’ya gelen yürüyüş kolunu, Şehreküstü Meydanı’nda Bursa Şubesi üyelerimiz, demokratik kitle örgütleri, siyasi parti temsilcileri, işçi sendikalarının temsilcileri ve çok sayıda vatandaş karşıladı. “Eğitim-İş yürüyor, mücadele büyüyor”, “Her yer rüşvet, her yer yolsuzluk”, “Cumhuriyet değil, AKP yıkılacak”, “Mustafa Kemal’in öğretmenleriyiz” sloganları eşliğinde Kent Meydanı’na doğru yürüyüşe geçildi.

Kent Meydanı’nda yapılan basın açıklamasının ardından yürüyüş İnegöl ve Bozüyük’le devam etti.

–

Yürüyüşte Üçüncü Gün: Maraş Katliamı-Yolsuzluklar-Emek Sömürüsü Lanetlendi!

–

Laik Eğitim ve Emeğe Saygı yürüyüşünün üçüncü gününde ilk durak Bursa oldu. Bursa’da çeşitli siyasi parti ve demokratik kitle örgütlerinin temsilcileriyle karşılanan yürüyüş kolu korteji kent meydanına kadar yürüdü. Cumhuriyet Değil AKP Yıkılacak, Mustafa Kemal’in Öğretmenleriyiz, Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz, Saraya Değil Eğitime Bütçe sloganları atıldı.

                Bursa’da yapılan basın açıklamasında Genel Başkanımız  Veli Demir, öncelikle Maraş Katliamının yıldönümünde katledilen insanların faillerinin hala bulunamamasını kınadı. Katliam ve linç kültürünün besleyicisi olan siyasal çizgileri lanetledi. Böylesi katliamların yaşanmamasının en önemli yolunun tam demokratik bir düzen gerçekleştirmekten geçtiğini belirten Demir, ötekileştiren tutumların yeni katliamlara kapı araladığını belirterek siyasal iktidarın mevcut politikalarını eleştirdi.

                17 Aralık operasyonunun yankılarını baskı ve sansürle silmeye çalışan siyasal iktidarın çabalarının yolsuzluk ve rüşvet lekesini ortadan kaldırmaya yetmeyeceği ifade edildi. Eğitim-İş olarak bu yolsuzluk ve rüşvet olaylarını her fırsatta kamuoyuna hatırlatacağımız belirtildi.

                Ayın 21’inde TBMM’de bütçe görüşmelerinin son bulacağı belirtilen açıklamada, bütçenin emekçilerin aleyhine sermayenin lehine bir bütçe olduğu ve ülkede yaşanan sömürüyü derinleştireceği belirtildi.

                İnegöl ve Bozüyük’te yapılan yürüyüş ve açıklamalarda da “Laik Eğitim ve Emeğe Saygı” yürüyüşünün gerekçeleri açıklandı. Emek sömürüsünün AKP iktidarında derinleştiği, eğitim sistemi üzerinde gerici yapılanmanın arttığı ve eğitim emekçilerinin maddi kayıplar yaşadığı vurgulandı.

                Yürüyüşün üçüncü gününde son durak Eskişehir’di. Kalabalık bir kitle tarafından karşılanan yürüyüş kortejimiz büyük bir coşkuyla karşılandı. Veli Demir, yaptığı açıklamada şehrin Mustafa Kemal’in karargahı olduğunu vurguladı ve Ali İsmail Korkmaz’ın faşizme direnirken alçakça katledildiğini ifade etti. Sınıf dayanışmasının bir örneği olarak Yatağan’da özelleştirmeye karşı eğitim emekçilerinin de direndiğini ve yürüyüşün bu nedenle oradan başladığı belirtildi. Özelleştirmelerin bir ülkenin yerüstü ve yeraltı kaynaklarını sermayeye peşkeş çektiğini belirten Demir, aynı zamanda bu politikaların taşeronlaştırmayı artırdığını, iş güvenliğinin azalmasını ve güvencesiz çalışmayı da tetiklediğini ifade etti.

                Bütün yaşamı yeniden yaratanların emekçiler olduğu vurgusuyla tüm yurtseverler yarın yapılacak Ankara’daki büyük buluşmaya davet edildi.